Kinesioloji, "hareket eden kaslardaki enerji akışının kontrolü" demektir. Vücudun enerjisini izler ve test eder.  Klinik kinezyoloji de, kas ve eklem hareketini izleyerek enerjisel dengesizlikleri ya da fonksiyon bozukluklarını ciddi hastalıklar gelişmeden tespit etmek için kullanılan biyo-enerjik metotlardan biridir.

Hastalıklar Enerji Alanlarındaki Dengesizlikle Başlar

Kinezyoloji bu safhadan başlamak üzere henüz semptomlar görülmeye başlamadan önce bile sağlık problemlerini teşhis etmekte kullanılabilir.
Dünyanın pek çok ülkesinde dişhekimleri, doktorlar, fizyoterapistler ve diğer sağlık çalışanları bu tekniği kullanmaktadırlar.

Klinik kinezyoloji zihni, vücudu ve ruhu birbirine bağlayan bir enerji yoluyla iletişim kurmamızı sağlamaktadır. Her bir hücre, organ, bir enerji sistemiyle birbirine bağlıdır (vegetatif sinir sistemi).
Bu sistem, gelen bütün bilgileri alır, kaydeder, değerlendirir ve cevap verir. Bu bağlantı kurulduğunda, kaydedilen bilgiler istenildiğinde de geri çağırılabilip vücut tarafından anlatılabilir.
 
Beyin, bilgiyi sistematik olarak açılıp kapanan bir bilgisayar sistemi gibi işler. Vücut elektriksel bir devre oluşturur.  Sistem aşırı çalıştığı zaman bu devre kırılır. Bu devrenin doğru çalışıp çalışmadığı manuel kas testi ile kontrol edilir ve bunu yaparken olan nörolojik kas refleksinden yararlanılır. Sorunlu bir bölgeye dokunulduğunda bu devre kırılır ve test için kullanılan kasın gücü zayıflar.

Dr. Beardall’ın görüşüne göre kasların dengesi tüm organların doğru çalışması için önemli bir ön koşuldur. Eğer bir noktaya dokunulması sırasında kas güçsüz çıkarsa, ipucu olabilecek bir ilişki bulmuş olursunuz. Tam tersi bir noktaya dokunduğunuzda kas aşırı güçlü çıkarsa, o noktada bir patoloji var demektir.
 
Kinezyolojik test uygularken bir kasın teste uygun olup olmadığını kontrol etmek şarttır. Şayet kas güçsüz çıkarsa o kası test için kullanamazsınız.  Kinezyolojik testleri ayrıntılı olarak öğrenmeden yapılmaya çalışılacak testler hata yapmanıza neden olacak ve bu bilim dalına olan inancınızı azaltacaktır. Oysa doğru yapılan kinezyolojik testlerle en ayrıntılı check-up’lar bile yapılabilir.

Dr. Beardall vücudun bir bio-bilgisayar olduğunu ve kasların izlenmesiyle beyin ve santral sinir sistemini etkileyen tüm faktörlerin, beslenme, enerjitik balans ve emosyonel faktörlerdeki patolojik durumların teşhisinin mümkün olduğunu söylemiştir. 

  • Kimyasal
  • Yapısal
  • Emosyonel

Bu üçgenin kenarları eşit olduğu sürece  kişi sağlıklıdır.

Herhangi bir dengesizlik düzeltilirken bu üç faktör de göz önüne alınmalıdır ve hepsi dengeli duruma getirilmeye çalışılmalıdır. Fiziksel semptomun altında emosyonel veya kimyasal bir neden olabilir. Kinezyoloji bu denge durumunu değerlendirmek ve olayın kökenini bulmak için kullanılır.

ÖRNEĞİN: Bir atletin 5. torakal vertebrasında bir kasılma olursa, bu lokasyondan geçen sinir karaciğeri inerve ettiğinden karaciğer fonksiyonları bozulabilir. Buna bağlı olarak da kandaki toksin ve yabancı maddeler yeterince temizlenemeyebilir ve bazı yiyecekler tolere edilemeyebilir( örn: istakoz)

Bu Örnek Tersi Olarak da Çalışabilir: Çünkü sinisel iletim iki yönlüdür. Çok fazla istakoz yiyen birisinin karaciğerinde stres oluşabilir.  Bu da 5. torakal vertebrada zayıflık ve kronik sırt ağrısına neden olabilir.

Yapısal dengesizlikler: Doğumdaki doğal güçlerle başlar, normal kazalar, düşmeler,  spor yaralanmaları ile devam eder.  Örneğin bir araba kazası üçgenin yapısal boyutunun değişmesine neden olur. Dengesizlik nedeni fiziksel olduğu için, sinirler, kaslar, kemikler, eklemler ve  organları düzeltmek için nöralterapi,  akupunktur, cranio-sakral manuelterapi vb. tedaviler yapılmalıdır.

Emosyonel dengesizlik: Herhangi bir emosyonel stres durumunda yapısal bozukluk olabilir. Örneğin özsaygısı düşük olan bir kişinin omuzları düşük, kambur pozisyonda postür bozukluğu veya sürekli olarak cildinde döküntü olabilir. Ya da kimyasal tarafta bozukluk yapıp enerji düşüklüğü ve besin metabolizmasında bozukluk oluşturabilir. 

Kimyasal dengesizlikler: Vitaminler, mineraller, hormonlar, enzimler, beslenme yetersizlikleri vücutta toksik maddeler(nikotin, kafein, alkol, uyuşturucu gibi maddeler ve ilaçlar), alerji, çevre koşulları fiziksel ve duygusal tarafı etkileyebilir. Ya da organ ve sistemlerde bozukluk veya depresyon görülebilir

Diş Hekimliğinde Kinezyolojinin Kullanım Alanları

Ağız içinde kullanılacak malzemenin seçimi önceden yapılabilir. Kullanılacak metallerin, implantların, akrilliklerin dolgu ve kanal dolgu malzemelerinin tedaviye başlamadan bedenle uyumlu olup olmadığı test edilerek, olası işlem sonrası oluşabilecek problemler önceden ekarte edilebilir.

Antibiyotik veya ağrı kesici yazılması gereken hastalarda doğru ilacı bulup en az dozajla en kısa sürede iyileşme sağlayıp yan etkileri en aza indirilebilir. Anestezik malzemelere riske girmeden allerji testi yapılabilir. Ağızdaki semptom vermeyen bölgelerde bile bozucu alan varlığı teşhis edilebilir.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

dişlerde hassasiyet
Bağırsak Florasının Ağız Ve Dişler Üzerinde Önemi
Bruksizm