İnflamasyon

Canlı dokunun her türlü yabancı etkene veya doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) yanıttır.

Örneğin dişlerin sürmesinde, yara yerinin iyileşmesinde, çene içindeki kist sınırlarının oluşmasında inflamatuar süreçlerin kontrolü bulunur. Inflamasyon sayesinde hem iyileşme hem de yıkım olur. Bir taraftan yeni hücreler oluşurken, diğer taraftan eski-hasta hücreler yıkılır. Yani inflamasyon bir arabanın hem hızlandırıcısı hem frenidir. Frenler başarısız olursa dost inflamatuar kimya, kemikleri ve eklem dokularını yıkar.

Vücutta toksinlerin artması, antioksidan tamponlama sisteminin tükenmesine ve yıkıcı inflamatuar yanıtın başlamasına neden olur. Periodontal hastalığın kendisi bir inflamasyona neden olur.

Periodontal hastalık her seviyede kronik infeksiyon hastalığıdır ve burada yaklaşık 350 çeşit bakteri yer alır. Ağız florasındaki patojen bakteriler (porhyroma gingivalis, treponeme enticola ve tannerelle forsitia) kan dolaşımına girip bağışıklık sisteminin daimi olarak aktif kalmasına neden olabilirler. Bazı mikroorganizmalar, konağın bağışıklık sisteminin uyarılmasını engelleyecek enzimler salarlar. Bu durumda bireyin bağışıklık sisteminde bir cevapsızlık ve sonucunda diş eti hastalığı oluşur.

Yapılan çalışmalarda kardiovasküler hastalıklar, düşük doğum ağırlığı, erken doğum gibi pek hastalığın dişeti hastalıklarıyla ilişkili olduğu bulunmuştur.

Diş eti hastalığının kendisi bir inflamasyona neden olup vücut için problem yaratırken, diğer taraftan diş eti hastalığı, organizmadaki bir inflamasyondan kaynaklanır. Eğer bireyin bir diş eti hastalığı varsa, vücudun diğer organ sistemlerinde de benzer bir hastalık olabilir demektir. Burada görülen patojen bakteriler ve ürettikleri enzimler, kardiyovasküler hastalık, inme, prematüre ya da düşük kilolu bebekler, üst solunum yolu infeksiyonları, diyabet ve şişmanlık, romatoid artrit, böbrek hastalıkları gibi sistemik sorunlara neden olmanın yanı sıra nöralterapi bakış açısıyla önemli bir bozucu alandır.

Periodontal hastalık mekanizması romatoid artrit ve sedef gibi otoimmün hastalıklara çok benzemektedir. Bu nedenle son yıllarda periodontal hastalık bir otoimmün hastalık olarak kabul edilmektedir.

Periodontal Hastalık Nedenleri

1-Dental plak: Bazı mikroorganizmalar konağın, bağışıklık sistemin uyarılmasını engelleyecek enzimler salarlar. Bu durumda konağın bağışıklık sisteminde bir cevapsızlık oluşarak periodontal yıkım başlar.

2-Beslenme ve emilim bozukluğu: Mg, Zn, Cu, Mn, Se, Vit. E, sülfür içeren aminoasitler ya da vit. C, vit A’nın folik asit, vit. B12, vit. K düşük miktarlarda bulunması hücrelerin yapısal bütünlüğünün bozulmasına, membranların tahribine ve alveol kemiğinin yıkılmasına neden olur.

3-Sistemik faktörler:

Endokrin sist.(puberte, menstüal siklus, hamilelik

Kan hastalıkları(lösemi, vb.)

Diabet, kardiovasküler hast.

İlaçlara bağlı: Nifedipine, dilantin, cyclosporine, oral kontroseptif

Periodontal hastalık ağızda artmış patojen bakterilerin vücudun diğer bölgeleri için kaynak

oluştururken bir taraftan da bu bakterilerin artma sebebi mukozal immünitenin azalması ve

floradaki probiyotik bakterilerin azalmasının belirtisidir. Bağırsak aslında ağızda başlar.

Vücut bariyerlerinde ve bağırsak geçirgenliğinde bir sorun olup olmadığı diş etlerine bakılarak anlaşılabilir. Ağzımızda bulunan bakteri türleri bağırsağımızda bulunana bakteri türlerini belirler.

Toksin Yükü: Hücrelerin bütün fonksiyonları ekstrasellüler matriks(hücreler arası doku) üzerinden olur. Oksijenlenmesi, çöplerin atılması ekstrasellüler matriks üzerindendir. Ekstraselüler matriksin sağlıklı olması dokuların normal gelişimi, kollajen ve fonksiyonları için gereklidir. Ekstrasellüler madde toksin ve ağır metal varlığı buradaki faaliyetlerin engellenmesine, antioksidan tamponlama sisteminin tükenmesine ve inflamasyonun başlamasına neden olur. Bu da katabolik(yıkıcı) faaliyetlerin anabolik(yapıcı) faaliyetlere üstün gelmesine ve kollajen oluşumunun olumsuz olarak etkilenmesine neden olur. Sonucunda vücutta pek çok hastalığın yanı sıra periodontal hastalıklar da oluşur.

Sigara çok büyük bir ağır metal ve toksin kaynağıdır. Sigara içen hastalarda daha çok hidrojen sülfür ve kükürt bileşeni candida oranının artmasına ve beta hemolitik streptokokların azalmasına neden olur. Redoks potansiyeli azalır ve aneorob bakterilerin sayısı artar. Bu mikroorganizmalar konağın, immün sistemin uyarılmasını engelleyecek enzimler salarlar. Bu durumda konağın immün sisteminde bir yanıtsızlık oluşur ve dişeti hastalığının gelişmesine zemin hazırlar.