Çene eklemimizi günde 1500-2000 kere kullanmaktayız. Günde 50-100 kez yutkunmakta, dakikada 6-8 kez nefes almaktayız, günde birkaç kez de yiyecekleri çiğneriz. Çiğneme yaparken bir lokmayı ısırma kuvvetimiz dizlerimin ya da kollarımızın harcadığı güçten çok daha fazladır. Bunun dışında her konuşma sırasında çene eklemimizi kullanırız. Yani çene eklemimiz en sık kullandığımız eklemlerimizdendir.

Pek çok kişide boyun ağrısı, sırt ağrısı ya da bel ağrısı görülürken toplumun daha küçük bir kısmında çene ağrısı görülür. Peki diğer eklemler bu kadar sık hastalandıkları ve ağrıdıkları halde neredeyse 24 saat kullandığımız çene eklemi nasıl bu kadar az hastalanıyor ve ağrıyor.

Çene eklemi son derece kompleks bir yapıya sahiptir ve adaptasyon yeteneği çok büyüktür. Çene eklemi başka hiçbir eklemde olmadığı şekilde uzayın her yönünde hareket edebilir. Yukarıya, aşağıya, sağa, sola, öne, arkaya. Başka hiçbir eklem bu kadar çok yöne hareket edemez. Bunun sebebi çene eklemini tutan bağların son derece esnek bir yapısı olmasının yanı sıra bu bağların son derece güçlü olmasıdır. Yapısal olarak eklemin içerisinde bulunan sıvı diğer eklemlerden farlı bir özelliğe sahiptir. Bütün bu özellikler çene eklemimizin adaptasyon yeteneğinin de çok gelişmiş olmasını sağlar.

Bütün bu özellikler çene eklemi için hem bir artı hem de eksi puan oluşturur. Artı puan çene eklemimizi çok fazla zorladığımız halde çok az ağrımasıdır. Eksi puanı ise çene eklemimiz hastalandığı halde ağrı oluşturmadığı için çene eklemimizin hastalandığını fark edemiyor olmamızdır.

Peki bu büyük bir sorun mu? Ne güzel hastalanmasa bile çene eklemimiz ağrımıyor diyerek bunun olumlu bir durum olduğunu düşünebiliriz. Fakat çene eklemimiz ne yazık ki hastalandığında tek başına kalmaz. Arkasından diğer eklemlerin de hastalanmasının sağlar. Yani çene eklemi hastalandığında çene eklemi ağrımsa bile hemen komşu eklem olan boyun eklemini de hastalandırır ve boyun ağrısı çekebilirsiniz. Bu tabi ki bu sırada kalmayıp daha aşağılara doğru da iner. Özellikle beldeki sakral eklemimizle çene eklemimiz anatomik bağlantı dolayısı ile birebir etkileşim içindedir. Bu nedenle pek çok bel ağrısının altında çene eklemi hastalığı görülür.

Peki çene eklemimiz madem ağrımıyor hasta olup olmadığını nasıl anlayabiliriz diye düşünebilirsiniz. Bunun için serçe parmaklarınızı kulaklarınızın içine sokup çenenizi birkaç kez açıp kapatın. Bu süreçte parmaklarınızın ucunda çene eklemlerinin hareketini parmaklarınızın ucunda hissedeceksiniz. Bu hareketin her iki eklemde de eş zamanlı olması gerekiyor. Şayet bir eklem diğerinde birkaç saniye sonra hareket ediyorsa ya da eklemlerden bir tanesi diğerine nazaran daha çok dışarıya doğru hareket ediyorsa çene ekleminiz hastadır.

Bir başka kontrol yöntemi ise ayna karşısında yapılabilir. Ayna karşısına geçin ve ne çok hızlı ne çok ağır olmamak şartıyla çene ekleminizi birkaç kez açıp kapatın. Şayet ağzının hiçbir kayma yapmadan sadece aşağıya ve yukarıya hareket ediyorsa sorun yoktur. Fakat açıp kapatma sırasında bir tarafa doğru kayıyor veya S şekli çiziyorsa çene ekleminiz hasta demektir. Bir başka belirti ise biraz daha ileri eklem hastalıklarında görülür. Şayet ağzınızı açarken tek ya da çift taraflı ekleminizden, hışırtı ya da klik tarzı bir ses geliyorsa ekleminiz hastadır.

Bütün bu belirtiler pek çok kez ancak çok uzun yıllar geçtikten sonra çene ekleminde ağrı olarak görülebilir. Fakat bu hastaların çoğunluğu bel ve boyun ağrısı şikayeti ile fizik tedavi görürler ve ne yazık ki ancak geçici iyileşmeler yaşarlar. Çünkü vücutta her yer birbirine bağlıdır. Sadece semptomun yani ağrının olduğu yere tedavi uygulamak sebep ortadan kaldırılmadığı sürece yeterli gelmeyip bir süre sonra tekrarlayacaktır. Bu nedenle bütün boyun, sırt ve bel ağrılarında çene ekleminde sorun olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Peki diyelim ki çene ekleminde sorun olduğunu bulduk. Biz ne yaptık da çene eklemimiz hastalandı diye düşünebiliriz. Çene ekleminin hastalanması için pek çok sebep vardır. 

Bölüm İncelemesi

İlk bölümde çeneye ait sorunlardır. Diş sıkması, gıcırdatması, tek taraflı çiğneme alışkanlığı, diş eksikliği, alçak ya da yüksek dolgular, kaplamalar, ortodontik bozukluklar, sakız çiğneme alışkanlığı, üflemeli çalgılar kullanmak, eli çeneye dayayarak oturmak, call centerda çalışmak, gece uyurken eli çenenin altına sokmak vb.

Diğer bölüm ise çene eklemine diğer vücut bölümlerinden yansıyan gerilmelerdir. Bölgeye yakın ya da uzak yara yerleri, aşı skarları, döğmeler, yağ birikintileri(lipom) gibi durumlar çene ekleminin gerginliğine neden olduğundan çene ekleminde hastalığa neden olabilir. Aynı zamanda vücuttaki her türlü postür bozukluğu çene ekleminde hastalığa neden olabilir.

Çene ekleminin tedavisi de iki kademede yapılır. Önce çene eklemini tutan kaslar ve bağlarının gevşetilmesiyle başlanır. Bunun için nöralterapi, akupunktur, osteopati, manuelterapi gibi teknikler kullanılır. Bu tekniklerle çene ekleminin kayması düzeldikten sonra çene ekleminin hastalanmasına sebep olan kaynağı düzeltmek gerekir. Şayet bu sebep diş sıkmaksa gece plağı kullanmak, eksik dişi tamamlamak, ortodontik bozukluğu düzenlemek vb

Boyun ve bel ağrılarının altında çene eklemi sorunlarının olabileceği gözden kaçırılmamalı ve bütüncül bakış açısı ile bakılmalıdır. Unutmayın hiçbir semptom tek başına gelişmez, muhakkak yanında başka problemler de oluşur. Bir başka dikkat edilmesi gereken durum da akut travmalar dışında hiçbir hastalığın kısa vadede gelişmediğidir. Bir semptomun görülmesi için başlangıç çok uzun yıllar önce ve vücudun çok uzak bir köşesinde olabilir. Ancak vücudun kendini iyileştirme kapasitesinin üzerine çıkıldığında semptom görülür.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

ağız kokusu
sistemik-hastaliklarda-agiz-kokusunun-ozellikleri
Bruksizm